Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kütü'l Âmmare Zaferi Bildirisi
Arslanlar; 29 nisan 1916 1- Bugün Türklere şeref ü şan, Ingilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın müşemmes semasında şühedamızın ruhları şad ü handan pervaz eder- ken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. 2- Bize iki yüz seneden beri tarihimizde okun- mayan bir vakayı kaydettiren Cenab-ı Allaha hamd ü şükür
275 kiloluk mermiyi kaldırıp İngiliz zırhlısını batıran Seyit Onbaşı ;
“Toprağın altından çıktığımda on üç arkadaşımın şehit olduğunu gördüm. Üç kişi kalmıştık. Batarya komutanı Yüzbaşı Hilmi Bey, Niğdeli Ali ve Ben… Düşman gemileri boğazı geçiyordu. İzah edemeyeceğim bir şeyler doldu içime… Anamın öğrettiği duaları okuyarak mermiyi kaldırdım . Niğdeli Ali beni biraz destekledi. Basamaktan çıkarken kemiklerimin çatırtısını duyuyordum. Namluyu mermiye sürdüm , patlattım… İsabet ettiremedim… İkincisinde de vuramadım… Fakat üçüncü mermi ile onların en büyük gemilerinden OCEAN zırhlısını dümen kısmından vurdum… Gemi dönmeye başladı. Denizin ortasında tam bir panik yaşanıyordu …”
Reklam
İsmi Unutulmuş Bir Çanakkale Kahramanı
Müstecib Onbaşı; Çanakkale'de kanlı kara muharebeleri devam ederken, deniz muharebeleri de İngiliz ve Fransız denizaltılarının devamlı faaliyetiyle Marmara'ya ve hatta Istanbul'a kadar el atmış bulunuyordu. Bu denizaltlar, karşılarına çıkan bütün Türk vapurlarını, yelkenlilerini, motorlarını batırıyorlar, ikmal işlemlerimizi
Muavenet-i Milliye Torpidosu İngiliz Zırhlısı Goliath'ı Nasıl Batırdı?
Morto Limanı'nda düşman savaş gemileri, Seddülbahir Cephesi'ni savunan Türk birliklerinin, özellikle Boğaz'a yakın olan siperlerini sürekli ateş altına alarak askerimize büyük zayiat verdirmekteydi. Bu gemilere karşı bir baskın düzenleyerek bölgeden ayrılmaları için Muavenet-i Milliye torpidosuna tehlikeli bir görev verildi.
Sayfa 115Kitabı okudu
DR. RIZA NUR Hekim, siyasetçi, yönetici, siyasi müzakereci, araştırmacı, dergi yayıncısı olarak Osmanlı Devleti'nin son dönemi ile Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında unutulmaz hizmetleri olan, milletimizin yetiştirdiği değerli bir isimdir. AİLESİ, DOĞUMU, TAHSİL HAYATI Dr. Rıza Nur'un baba tarafı yaklaşık 1750
Cemal Oğuz Öcal (1913-1971), İstanbul Erkek Öğretmen Okulunu bitirir (1935). Öğretmenlik yapar. Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümüne girer. 3 Mayıs 1944 Turancılık olaylarında Serdengeçti ile birlikte tutuklanır; okuldan kaydı silinir. Berat edince 1947'de öğretmenliğe döner. Heceyle milli, hamasi şiirler yazar. Serdengeçti ile önceden
Reklam
Dördüncü Bölüğün Kumandanı Yüzbaşı Faik, gece saat üç sularında açıklardaki Müttefik donanmasını fark etmiş, birliğini alârma geçirmiş, alay ve tümen kumandanlarını da haberdar etmişti. Yarbay Şefik’in uyardığı Binbaşı İsmet de gerekli bütün tertibatı almıştı.
Albay Cevat, sabah erken kalktı. Rumeli Mecidiyesi’ne gitti. Kara yağız, dik bıyıklı, kalpaklı, sert bakışlı Batarya Kumandanı Yüzbaşı Mehmed Hilmi’den yapılanlar hakkında bilgi alırken, Köse Burnu açıklarından top sesleri gelmeye başladı. Albay Cevat çevredeki bütün bataryaları alarma geçirdi. Ama top sesleri devam etmedi. Karargâhla temas kurulmasını, ne olup bittiğinin öğrenilmesini emretti. Biraz sonra üç adım kadar önüne gelen Muhabere Teğmeni Necdet topuk vurarak, onu selâmladı. - Köse Burnu Kalesi’nin iki yüz metre kadar açıklarında bir düşman denizaltısı görünmüş. Limanda bulunan Nusret Mayın Gemisi ile İsa Reis Gambotu, yanlarında su yüzüne çıkan denizaltıyı ateşe tutmuşlar. Kendilerini denize atan on dört er dışında bütün mürettebatıyla batmış. On dört er de esir alınıp, Çanakkale’ye sevk edilmiş. Albay Cevat bakışlarını Yüzbaşı Mehmed Hilmi’ye çevirdi. - Marmara’nın artık hiç güvenliği kalmadı. Bir şeyler yapıp, mutlaka güvenliğini sağlamalıyız.
Dedem Cihangirli Ali Selahattin aslen baba tarafından Oflu imiş. Bahriye Alay Emini Oflu Salih Bey ile Çerkez asıllı Saniye hanımın oğlu Ali Selahattin Cihangir'de büyümüş. "Babam İstanbul'un asil ve eski bir ailesinin çocuğu idi. Çok iyi büyütülmüş, terbiye edilmişti. Askerliği o zamanlar en şerefli meslek zanneden ailesi, kendisini
SEKİZİNCİ BAP 26 AĞUSTOS GECESİNDE SAATLAR İKİ OTUZDAN BEŞ OTUZA KADAR ve İZMİR RIHTIMINDAN AKDENİZ'E
Reklam
Rum Yüzbaşı Dimotriyati'den memleket üzerine...
"Bizim memleket... Benim gayrimüslim olduğumu ne çabuk anladılar? Yoksa memleket bizim derken, bilerek mi böyle söylediler? Şimdi hangi memleketten bahsedebiliriz? Her an düşmanın saldırısını bekleyen, üç beş cephede savaşan, her yanı yanan bir memleketten mi? Ya bizler? Bu memleketin neresindeyiz? Nesiyiz? Hep birlikte karnımızı doyurduğumuz, havasını soluduğumuz, suyunu içtiğimiz bu topraklar bizim de memleketimiz değil mi? Hey gidi koca Osmanlı... Hey gidi koca memleketimiz..."
Sayfa 104Kitabı okudu